Hipertansiyonu olanlar dikkat! “Kalp ve damar hastalıklarına davetiye çıkarıyor”

“`html

Hipertansiyon Sağlık Üzerinde Ciddi Tehdit Oluşturuyor

Kontrol altına alınmadığı takdirde hipertansiyonun sağlık açısından büyük sondulara yol açabileceğini belirten Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Ekmekci, “Yüksek tansiyon, kalp krizi, kalp yetmezliği ve kalp büyümesi riskini artırır. Ayrıca, sürekli yüksek basınç atardamarlara zarar vererek felç vakalarını tetikleyebilir. Zamanla böbrek işlevini zayıflatıp böbrek yetmezliği gelişmesine neden olabilir. Kalp sağlığına uygun bir beslenme düzeni ve sağlıklı yaşam tarzı tercihleri, hipertansiyon riskini önemli ölçüde azaltmaktadır” ifadelerini kullandı.

17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü vesilesiyle yüksek tansiyon konusunda farkındalık yaratmak adına bilgilendirme yapan Prof. Dr. Ekmekci, birçok kişinin belirgin semptomlar yaşamadan tehlikeli seviyelere ulaşabilen hipertansiyonun, halk arasında “sessiz katil” olarak tanındığını vurguladı.

Hipertansiyonun ne anlama geldiğini açıklayan Prof. Dr. Ekmekci, şunları kaydetti:

Hipertansiyon, halk arasında yüksek tansiyon olarak da bilinen, kanın atardamar duvarlarına sürekli yüksek bir basınç uyguladığı bir durumdur. Uzun vadede, bu yükselen basınç kalp ve damar hastalıkları, inme, erken bunama ve böbrek hastalıkları gibi ciddi sağlık problemlerine yol açabilir. Oysa hipertansiyon, dünya genelinde önlenebilir ama tedavi edilmeyen ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer almaktadır.

Hipertansiyon

“Türkiye’de 20 milyon hipertansiyon hastası bulunuyor”

Türkiye’de yaklaşık 20 milyon kişi hipertansiyon rahatsızlığı yaşıyor. Prof. Dr. Ekmekci, bu durumla ilgili olarak şu bilgileri verdi:

Bu hastaların yarısı yüksek tansiyon hastası olduklarından haberdar bile değil. Diğer yarısı ise tansiyon sorununu bilmesine rağmen, çoğu zaman ‘hiçbir şey hissetmediği’ için tedaviye yönelmiyor. Mevcut hastaların da yarısı tedavi olmasına rağmen, hala hedef tansiyon düzeylerine ulaşamamaktadır. Bu durum, hipertansiyon hastalarının yalnızca %10-15’inin yeterli tedavi aldığı anlamına geliyor. Tedavi edilebilen bir hastalık için bu istatistik oldukça üzücü.

“Genetik faktörler riski artırıyor”

Prof. Dr. Ekmekci, hipertansiyonun yaygın nedenlerini şu şekilde sıraladı:

  • Ailevi yatkınlık: Aile geçmişinde yüksek tansiyon varsa, risk oranınız artmaktadır.
  • Beslenme alışkanlıkları: Aşırı tuz, işlenmiş gıdalar ve doymuş yağ yoğunluğu hipertansiyonu tetikleyebilir.
  • Fiziksel aktivite eksikliği: Hareketsiz bir yaşam kalp ve kan damarlarını olumsuz etkiler.
  • Aşırı kilo: Fazla kilolu olmak, kalbe fazladan yük bindirir.
  • Tütün ve alkol kullanımı: Sigara ve aşırı alkol tüketimi, damarları daraltarak kan basıncını artırır.
  • Stres: Uzun süreli stres, yüksek tansiyona yol açabilmektedir.
  • Tıbbi problemler: Diyabet, böbrek hastalığı ve hormonal dengesizlikler ikincil hipertansiyon nedenleri olabilir.

“Semptomlar tehlikeli seviyelerde ortaya çıkabilir”

Prof. Dr. Ekmekci, yüksek tansiyonu olan birçok kişinin genellikle belirtiler yaşayamadığını belirtti. Semptomların belirdiği durumlarda yaşanabilecek şikayetler ise şunlardır:

  • Sabahları meydana gelen baş ağrıları,
  • Baş dönmesi ya da sersemlik hissi,
  • Bulanık görme veya görme güçlüğü,
  • Göğüs ağrıları ve düzensiz kalp atışları,
  • Nefes darlığı,
  • Ağır vakalarda burun kanamaları,
  • Yorgunluk ya da kafa karışıklığı.

Baş ağrısı ve hipertansiyon

“Tedavi edilmeyen hipertansiyon ciddi rahatsızlıklar neden olabilir”

Prof. Dr. Ekmekci, kontrolsüz hipertansiyonun neden olabileceği hastalıkları şu şekilde belirtti:

  • Kalp sorunları: Kalp krizi, kalp yetmezliği ve kalp büyümesi riskini artırır.
  • İnme: Yüksek basınç, atardamarlara zarar vererek felç riskini doğurabilir.
  • Böbrek sorunları: Zamanla böbrek fonksiyonunu kötü etkileyip böbrek yetmezliğiyle sonuçlanabilir.
  • Göz problemleri: Retinadaki damarları etkileyerek görme sorunlarının ortaya çıkmasına yol açabilir.
  • Demans ve zihinsel gerileme: Beyne giden kan akışının azalması demans riskini artırabilir.
  • Anevrizma ve aort diseksiyonu: Zayıflamış damarlar genişleyerek patlama riskini artırabilir.
  • Periferik arter hastalığı: Dolaşım sistemini etkileyerek bacaklarda ağrı veya komplikasyonlar oluşturabilir.

Hipertansiyondan korunma yöntemleri

Hipertansiyondan nasıl korunulacağına dair bilgiler veren Prof. Dr. Ekmekci, şu tavsiyeleri sundu:

Hipertansiyon tedavi edilebilir bir hastalıktır. Genellikle yaşam tarzı değişiklikleri ile önlenebilir ya da kontrol altına alınabilir. Sağlıklı beslenmeye dikkat edilmeli; besin açısından zengin gıdalar tüketilmeli ve aşırı tuz ile sağlıksız yağlardan kaçınılmalıdır. Düzenli fiziksel aktivite, kalbi güçlendirir ve dolaşım sistemini iyileştirir. Sağlıklı bir kilonun korunması kalp üzerindeki baskıyı azaltır. Stres yönetimi de büyük önem taşır; meditasyon ve derin nefes alma gibi rahatlama teknikleri kan basıncını dengede tutmaya yardımcı olur. Aşırı alkol ve sigara tüketimi, damarları daraltarak kan basıncını yükseltir. Kan basıncını düzenli olarak izlemek, hipertansiyonun erken belirtilerini tespit edebilir.

Hipertansiyondan Korunma

“Kan basıncı seviyeleri düzenli kontrol edilmeli”

Tedavi yöntemlerine değinen Prof. Dr. Ekmekci, “Tedavi, hastalığın şiddetine ve altta yatan sebeplere bağlı olarak değişiklik gösterir. Yaşam tarzı değişkenlerine, dengeli beslenme, egzersiz, stres yönetimi ve sağlıklı alışkanlıkların alınmasına önem verilmeli. Kan basıncı seviyelerinin kontrol edilmesi ise tedavinin etkinliğini artırır. Gerekirse, ilaç tedavisi de uygulama metodları arasında yer almaktadır.” şeklinde konuştu.

Hipertansiyona iyi gelen besinler

Prof. Dr. Ekmekci, hipertansiyon hastalarına önerilen besinleri şu şekilde sıraladı:

  • Yapraklı sebzeler (ıspanak, kıvırcık lahana, karalahana): Kan damarlarını gevşetici nitrat açısından oldukça zengindir.
  • Meyveler (yaban mersini, çilek, ahududu): Kan akışını artıran antioksidanlar içerir.
  • Pancar: Kan basıncını düşüren nitratlar bakımından zengindir.
  • Yulaf: Kolesterolü azaltmaya yardımcı lifler barındırır ve kan basıncını dengeler.
  • Muz: Sodyum seviyelerini düzenlemek için mükemmel bir potasyum kaynağıdır.
  • Bitter çikolata (en az %70 kakao): Kan damarlarının sağlığını destekleyen flavonoid içerir.
  • Sarımsak: Kan damarlarını genişletmeye ve basıncı düşürmeye yardımcı olur.
  • Mercimek ve fasulye: Lif ve potasyum bakımından zengindir, her ikisi de kan basıncı için faydalıdır.
  • Antep fıstığı: Kan damarlarının işlevini iyileştirir ve basıncı düşürür.
  • Nar: Kalp sağlığına katkı sağlayan antioksidanlar barındırır.
  • Zeytinyağı: Kan basıncına fayda sağlayan sağlıklı yağlar içerir.
  • Havuç: Potasyum ve lif açısından zengindir, kan basıncı için yararlıdır.
  • Kereviz: Damarları gevşeten bileşikler içerir.
  • Kabak çekirdeği: Kan basıncının kontrolü için gerekli magnezyum ve potasyum içermektedir.

Sağlıklı Besinler

“Aşırı tuz tüketiminden kaçınılmalı”

Son olarak, Prof. Dr. Ekmekci, uzak durulması gereken besinleri de şöyle belirtti:

Aşırı tuz, işlenmiş gıdalar, şekerli atıştırmalıklar ve içecekler; aşırı kafein ve alkolden uzak durulmalıdır. Kalp sağlığına uygun bir beslenme biçimi benimsemek ve akıllıca yaşam tarzı seçimleri yapmak, hipertansiyon risklerini kayda değer ölçüde azaltmaktadır.

“`

Related Posts

İç Dünyamız Artık Görülüp Ölçülebiliyor!

Zihin, beyin ve bedenin ayrı ayrı değil, bir bütün olarak işlev gördüklerini belirten uzmanlar, aralarındaki uyumun, sağlıklı bir yaşamın temeli olduğunu ifade ediyor. 

Her 6 çiftten biri bu sorunu yaşıyor: Uzmanından ‘erkek faktörü’ uyarısı

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Zeynep Ataman Yıldırım, kısırlığın yalnızca kadın kaynaklı olmadığını vurgulayarak, infertilite vakalarının yüzde 40’ında erkek faktörünün etkili olduğunu belirtti.

Duşta yapılan bu hata sağlığa darbe! Uzmanı uyardı: ‘Yıllar içinde böbrekleri bitiriyor’

Duşta idrar yapma, birçok kişinin farkında olmadan benimsediği bir alışkanlık olabilir. Ancak sağlık uzmanları bu davranışın ciddi sağlık problemlerine yol açabileceğini belirtiyor. Amerikalı ürojinekolog Dr. Teresa Irwin de duşta idrar yapma alışkanlığı hakkında takipçilerine uyarılarda bulundu.

Sağ üst karın ağrısını asla hafife almayın

Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Veysel Ersan, karnın sağ üst tarafındaki ağrının ciddiye alınması gerektiğini, sürekli hazımsızlık, şişkinlik ya da sarılık gibi belirtilerin ciddi karaciğer veya safra kesesi hastalıklarının ilk sinyalleri olabileceğini belitti.

Uzmanı uyardı: 50 yaş sonrasında görme kaybına neden olabilir!

Sarı nokta hastalığı, 50 yaş ve üzerindeki bireylerde sıkça görülen ve görme kaybına yol açabilen ciddi bir göz rahatsızlığıdır. Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nursal Melda Yenerel, erken teşhisle bu kaybın önüne geçilebileceğini belirtti.

Aile hekimliğinde yeni dönem: İkamete dayalı uygulama başlıyor

Aile hekimliğinde yeni dönem: İkamete dayalı uygulama başlıyor