Gülben Duru, cezaevinden izinli çıkan Asil Çamur tarafından karakola yakın bir noktada öldürüldü: Yine ‘ihmaller zinciri’

gulben duru cezaevinden izinli cikan asil camur tarafindan karakola yakin bir noktada olduruldu yine ihmaller zinciri zh1Gd3Im.jpg

İzmir Konak ilçesinde cezaevinden izinli olarak çıkan Asil Çamur (28), birlikte yaşadığı ve ayrıldığı Gülben Duru’yu (27) sokakta bıçaklayarak öldürdü. Gülben Duru’nun yaklaşık 4 dakika uzaklıktaki karakolda öldürüldüğü iddia edildi. Aynı zamanda, Duru’nun koruma talep etmek için karakola gittiği ancak içeri alınmadığı da söyleniyor. Fail olan Çamur tutuklanırken, kadın dernekleri yaşanan olayda ihmaller olduğunu belirterek Cumhuriyet’e konuştular.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu İzmir Temsilcisi Tülin Osmanoğulları, “Gülben Duru’yu öldüren kişi cezaevinden izin alarak karakola çok yakın bir yerde cinayeti işledi. Ülkemizde kadınlar uzun zamandır herhangi bir şekilde korunmamaktadır. Kadınlar güvenlik sorunlarıyla karşı karşıyadır ve geçen yıl yine aynı bölgede izinli çıkan bir kişi boşandığı kadını vahşice öldürmüştü. Bu durum, uzun zamandır iktidarda olan siyasi partinin kadınlara yönelik politikalarından kaynaklanmaktadır. Siyasi iktidar, kadınlara karşı düşmanca politikalar izlemekte ve dolayısıyla suçlular, bu söylemlerden cesaret alarak karakolun yanında cinayet işlemektedir” dedi.

SÖZLEŞME VURGUSU

Osmanoğulları, “Bu cinayette birçok ihmal var. Başta cezaevinden izin alan kişinin karakola bildirilmesi gerekmekteydi. Karakolun da Gülben’e haber vermesi ve gerekli önlemleri alması gerekiyordu. Cinayetin işlendiği bölge karakola çok yakın olması sebebiyle etkin müdahale yapılmalıydı. Bu olay zaten başlı başına önemli ihmal ile doludur. Ancak asıl vurgulamamız gereken şey şudur: İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldıktan sonra kadınlar gerçekten korumasız kaldı. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldıktan sonra 6284 sayılı kanunu bile tartışmaya açtılar. Kadınlar en çok hakları tartışıldığında öldürülüyor. 6284 sayılı kanunu, Medeni Kanun’u tartışmaya açtılar. Bununla da yetinmeyip Diyanet aracılığıyla fetvalar yayınlamaya başladılar. Her gün ülkemizde birkaç kadının öldürüldüğü bir ortamda, tüm bunlara ek olarak 2025’i ‘aile yılı’ ilan ettiler” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir